Denge

Her şey denge üzerine kurulu lan, başka hiçbir sikim değil.

Sana bunu ispatlamak için dini programların jeneriklerindeki gibi açan çiçekleri, akan şelaleleri felan anlatmayacam. Onu da çok iğreti bulurum zaten amına koyim. Sanki Allah bi tek açan çiçeği, akan şelaleyi yarattı anasını satayım, ulan çöp torbasını da Allah yarattı, balık kılçığını da o yarattı. Niye sadece çiçeği böceği gösteriyosun ki? Ne kadar şekilcisiniz la? Neyse dur, konu dengeydi, sapmayacam.

Sana dengenin varlığı için sadece bugüne kadar aklına gelmemiş olan 2 örnek verecem. Ve sana düşen de bu 2 örnekten yola çıkarak kıyas yapmaktır. Yoksa Mimar Sinan'ın sırrının integral hesapları olmasından, ya da ilk olarak Leonardo Da Vinci'nin keşfettiği "altın oran"dan dem vurmayacam. Her şeyin matematiksel ve sayısal bir düzenden oluştuğunu açıklayan bu bilgilere ansiklopedilerden de ulaşırsın. Ben sana sadece sokakta, apartman kapısı önünde çekirdek çitleyip cigara tüttürürken duyabileceğin iki çift kelam edecem.

Barış Manço öldüğünde herkes ağlıyordu ya, oğullarından biri (Batıkan ya da Doğukan tam hatırlamıyorum) şunu söylemiş o esnada: "işte ben hem Barış Manço'yu, hem de babamı kaybettim."

Samimiyet bu işte. İliklerimde hissediyorum bu lafın ne demek olduğunu. Ben de 3 sene önce hem en iyi arkadaşımı, hem de babamı kaybettim. Yaşayan ölü gibi dolandım etrafta aylarca, belki senelerce. Hayatımın en boktan zamanlarıydı.

Sonra ne oldu biliyo musun? 

Ben eğer 3 sene önce babamı kaybetmeseydim arayışa düşmeyecektim. Şu an bildiklerimi bilmiyor olacaktım. Bu blog varolmayacaktı. Anlattığım şeyler zaman zaman pratikte yanlış bile olsa, insanlara teorik olarak "olaylara farklı açıdan bakabilme" duygusu aşılayabilecek nitelikte olmayacaktı.

Şu an muhtemelen Bronx'ta sahne alan grup için "gitarlar çok iyi girdi abi yeeeaaa" diyen boş beleş üniversite genci olacaktım.

Fakat hayatımın en kötü tecrübesi, en iyi olaylara vesile oldu.

Bundan öte denge mi var ulan?

Kör, sağır, dilsiz ve sığır olmak lazım bunu görememek için.

"Bunu neye yoruyo yaaa şuna bak hehehe:))))))" diyen entel, ananı sikerim senin. Dünyeviyat içerisinde bir denge ancak bu kadar kusursuz oluşturulabilir. Sen bunu dünya gerçekliklerine bağlayadur, ben tüm bunların ilahi bir sanat sonucu oluşturulmuş denge ürünü olduğunu görüyorum. Olaylara dar açıdan bakan hangimiz acaba?

Peki seni bambaşka bir yere alayım lan, boks maçını düşün amına koyim boks maçını, ünvan müsabakası olsun bu.

Belinde altın kemeri olan son şampiyon sahaya çıktığında tüm seyirciler götünü yırtar, tezahüratlar çığırır, sevgi gösterilerinde bulunur dimi? Öbür garibim ise ezik ezik gelir sahaya, cılız bir tezahürat olur onun için ve genellikle o tezahürat da ıslıklar ve yuhalanmalar ile bastırılır.

Psikolojik baskı altında olan aha bu gariptir dersin dimi?

Hayır, hiç de öyle değil. Altın kemeri taşıyan adam var ya, götünden soluyordur nefesini. Çünkü o adamın kaybedecek bir kemeri, bir ünvanı vardır. O yuhalanan elemanın ise kaybedecek hiçbir şeyi yoktur, fakat kazanacak çok şeyi vardır. Bunun rahatlığıyla oynar o adam.

Tyler Durden bile ne diyordu hatırla ulan, "sadece her şeyini kaybettiğinde özgür olursun."

O adam da o müsabaka için zaten her şeyini kaybetmiş bir vaziyette işte.

Şimdi psikolojik baskı altında olan kimmiş gördün mü? Sikmişim o sabun köpüğü seyirci tezahüratını...

Bunun adına "denge" deniliyor.

Ve tesadüfler sonucu oluşamayacak mükemmellikte bir denge bu... Öyle bir denge ki, her şeye yansımış durumda... Öyle bir sayısal düzen ki, her yerde kendini gösteriyor...

Yoksa sen birkaç milyon sikindirik atomun bir araya gelerek sana "aşk" hissini yaşattırabileceğini mi sanıyorsun? Atomlar bir araya gelerek aşk hissini oluşturabilir mi ulan? Maddeyi de sikeyim, varlığı da sikeyim, bu "hissiyat"ı oluşturanlar neler? Pankreastan salgılanan sikimdorfin hormonu mu? Ehehe bi siktir git...

Sevgilerimle.